Cem Garipoğlu ile ilgili dikkat çeken poşet detayı… ‘Yırtarsın, vücut dinlemez sizi’ İlk kez duyacaksınız! ‘Bir gün önce annesi getiriyor’

14 yıl önce İstanbul’da Münevver Karabulut’u öldürdükten sonra cezaevinde intihar eden Cem Garipoğlu’nun babası Mehmet Nida Garipoğlu, “fethi mezar” ve “DNA uyumu” çağrısında bulundu. Yıllardır hapishanede cinayet ve ardından gelen intiharlar sıklıkla olağan hale geldi. Son olarak Sözcü TV’de yapılan canlı yayında Cem Garipoğlu’nun intiharına ilişkin dikkat çeken açıklamalar ve ilk kez duyulan detaylar ele alındı.
“HİÇBİR ÇANTA YIRTILMAMIŞTIR”
Gazeteci Emrullah Erdinç kazanın ayrıntılarını anlattı. Erdinç, şöyle konuştu: “Şimdi odaya girdiklerinde Cem Garipoğlu’nun kafasında bir torba var. Yarım vida yani tam vida değil, yani yarım vida olan bir demiri var. Demirle bir düğüm atıyor. Sonra boynuna iki düğüm atıyor ve onları sıkarak iki düğüm oluşturuyor. Bir eli bu pozisyonda. Diğer eli serbest. Şimdi beni şaşırtan tek şey şu: insan refleksi olarak bir yerlerde bir şeyleri yırtmaya çalışıyor, bir yerlerde nefes alıyor… Beni şaşırtan tek şey yırtık bir çantanın olmamasıydı.Beni şaşırtan tek şey elinin bu bölgede olmasıydı, denedi bu kadar acıtmak.” dedi.
“SİZ KENDİNİZİ ESNETECEKSİNİZ, BEDEN SİZİ DİNLEMEYECEK”
Kriminal soruşturma uzmanı Mesut Demirbilek ise şunları söyledi: “Seni kontrol etmeye çalışıyor, anlıyorum. Yani yapmazsan yırtarsın, alırsın ama o beden seni dinlemez. Dinlemez. ” Aklınızı, mantığınızı, ne yapmak istediğinizi dinleyin.” dedi.
Emrullah Erdinç, “O andan sonra iki düğümü çözmek zaten zordu. Ancak bu açıdan baktığımızda Mesut Bey’in söylediği gibi mümkün mü?” diye konuştu. Demirbilek, “Ben sadece çıkarım yapıyorum.”
“KAMERA GÖRÜNTÜLERİ VAR”
Erdinç, şunları söyledi: “İhtimal dahilinde. Ama sonuçta böyle belgelere baktığımızda bu bir intihar mı? Ben de intihar olduğunu düşünüyorum. Çünkü aralıksız çekim var. Çekimler olmasaydı. O zaman sorardık: Burada bir şey olmuş olabilir mi, biri onu öldürmüş olabilir mi, mesela o da dahil miydi, “Olabilirdi” dedi.
Demirbilek’in “Cinayet olduğunu bile düşünmüyorum” demesi üzerine Erdinç, “Aynen” dedi.
Demirbilek “Yani aynen öyle, bir cinayet, biri gelip orayı yok etmiş falan… Aslında cinayet meselesine cezaevleri göre, gönüllü olarak, cezaevleri raconunda bu şekilde yaklaşılıyor. .. Aslında cezaevlerinde ilk kez bir cinayet işlenmiyor.. Veya
Bu ilk kez gerçekleşen bir intihar değil. Belli şeyleri göstererek yapılan pek çok benzer konu oldu çünkü burada bir amaç var, bir mesaj var, bir nokta var. “Evet ya intihar ya kaza, elbette geriye sadece iki şey kalıyor” dedi.
“ÖNCE GÜN ÖNCE ANNESİNİN KIYAFETLERİNİ GETİRDİ! ANNESİNİN GETİRDİĞİ ÇANTA GİYSİLER”
Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli’nin “Önceki gün çanta geldi mi?” sorusuna Erdinç, “Önceki gün. Kıyafetleri annen getirdi. Kıyafet çantasını da annenin getirdi.” dedi. Sürmeli, “Çanta gelince ip almaya gitti. O gün mü aldı?” Erdinç, “Çanta geldikten sonra o gün ipi satın alın.” dedi.
“GARİP GÖRÜNÜYOR”
İpek Özbey, “Garip değil mi? Şimdi söyleyince bana da tuhaf geliyor. Yani bunca zaman hiçbir şey olmadı. Çanta mı bekledi?” Bunun üzerine Sürmeli, “Sanki annesinden poşet istemiş gibi” dedi. Erdinç, “Tabii ki bilebileceğimiz bir şey değil” yanıtını verdi.
“DAHA FAZLA SOMUTLULUK OLMASI GEREKİYOR”
Erdinç şöyle devam ediyor: “Birden şehir efsanesi oluyor, kaçtı falan… Şimdi şöyle bir şey var; her şey kayıt altına alınıyor. Hani kamerayı görüyorsunuz, yani içeri giriyorsunuz, aynı şekilde” Savcı kaydediyor, içeri girer girmez ajanlar geliyor, her şeyi kaydediyorlar. Ayrıca DNA’sının tamamını alıyorlar. DNA’nın toplanmasının ardından defin işlemleri zaten yapılmış oldu. Bu nedenle mahkemeler kabul etmiyor. Mahkeme, devlet olarak tüm belgelerimi aldığımı söylüyor. Yani bu çocuk başka bir yerde ölmüşse, ‘Mezarını açalım’ diyebilirsiniz ama Türbenin açılması için Rezzan Bey’in daha somut deliller sunması lazım, kendisi avukat olduğu için, yoksa yargı kendinize yalan söylüyor diyorsunuz çünkü her şeyi kaydettiler, sonra kendilerine gösterdiler, video gösterdiler, gösterdiler. izlediler bu çocuk öldü dediler, gösterdiler, sorun yok öldü dediler, çıkıp açıklama yaptılar, hem Süreyya Karabulut hem de Rezan Epözdemir. O halde şöyle bir şey yapalım: Artık baba da kendisini bu karmaşadan kurtarmak istiyordu. Eğer bunu 5 yıl sonra söylerse ben de inanmıyorum. O zaman tekrar açılır mı? Nasıl ikna edeceğiz? Şimdi mesela mezar açıldığında kimse bakıp şöyle demiyor:
Cem bunu söylemez. Aynı şekilde DNA örneği alınacaktır. 9 yıl geçti. “Anne ve babadan tekrar DNA örneği alınıp karşılaştırılacak. Zaten herkes karşılaştırıldı ve sonuç yüzde 99 Cem Garipoğlu” dedi.


