prof. Yüksel, yeme alışkanlıklarının fiziksel ihtiyaçların yanı sıra duygusal boyutlarının da bulunduğunu vurguladı. Fast food ve sağlıksız beslenmenin vücuttaki yağ dokusunu ve kan şekeri seviyesini artırdığını anlatan Yüksel, yağ dokusunun salgıladığı bazı moleküllerin beyin üzerinde olumsuz etkilere ve öğrenme güçlüğüne yol açtığını söyledi.
“SAKSI YEMEK YENİDEN BİR ALIŞKANLIK OLMALI”
Fast food’daki bazı maddelerin insanı daha fazla yemeye teşvik ettiğini belirten Yüksel, şöyle konuştu: “Neredeyse bağımlılık yapıcı bir durum yaratıyor. Tatlandırıcı içeren yiyeceklerin mümkün olduğunca tüketilmemesi tavsiye ediliyor. Pişmiş yemeklerin alışkanlık haline gelmesi gerekiyor.” dedi.
Yüksel, beyin ve bağırsak sağlığı için sağlıklı beslenmenin önemli olduğunu söyledi.
“HAFIZA SORUNLARI ORTAYA ÇIKIYOR”
Fast foodun insan sağlığını tehdit ettiğini vurgulayan Yüksel, şu bilgileri paylaştı:
“Bu besinler vücudumuzdaki yağ dokusunu artırır. Yağ dokusu miktarı arttıkça salgılanan leptin (tokluk hormonu) miktarı da artar. Artan leptin miktarı normalde tok hissetme isteği için gerekli uyarıyı sağlamalıdır. beynimizde ancak leptin miktarı belli bir seviyeyi aştığında tokluk meydana gelir.” Merkezin çalışmadığını yani beynimizin doyma sinyalini algılamamaya başladığını görüyoruz.
Biz bunu algılamadığımız için açlık durumumuz devam ediyor ve tokluk durumuna ulaşamıyoruz. Bu durumda yeme alışkanlığını sürdürerek daha da obez oluyoruz. Beyin fonksiyonları da bu durumdan etkilenebilmektedir. Fast food türü beslenme, öğrenme güçlüğüne neden olmaya başlar.
Ayrıca hafıza sorunları ortaya çıkar. Şeker metabolizmasının bozulması nedeniyle başta Alzheimer olmak üzere çeşitli nörolojik hastalıkların ortaya çıkmaya başladığını görebiliyoruz.”
AA