TÜBİTAK desteğiyle, Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü rehberliğinde, Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü, İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü ve İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi'nden akademisyenler, Akdeniz Bilim Vakfı ve Türk Deniz Araştırmacıları Vakfı, Akdeniz havzası ve Karadeniz'deki yelkovanları inceledi “Koruma” projesi kapsamında ortak çalışma başlatıldı.
Akademik ekip, yeni nesil genomik, akustik ve GPS-GSM takip yöntemlerini kullanarak Şubat ayında Boğaz'a doğru yola çıktı ve deniz yüzeyine yakın iki tekne arasına 50 metrelik şeffaf ağ gerdi.
Ağa takılan yelkovan kuşlarını dikkatli bir şekilde kurtaran akademisyenler, kuşlardan kan örnekleri alarak boylarını, kanat uzunluklarını ve ağırlıklarını ölçtüler.
Ekip, dış özelliklerini de bildirdikleri kuşların sırt tüylerine kibrit kutusu büyüklüğünde bir uydu vericisi bağladı.
İşlemlerin ardından doğaya salınan kuşlar, bilgisayar sistemiyle an be an takip edilmeye başlandı.
Sistem haritası üzerinde numaralandırılmış her kuşun özel şifre ile girilen sarı çizgilerle işaretlenmiş rotalarını görebilirken, aynı yerde yakalanan ve cihazla donatılan kuşların aynı göç rotasını kullanıp kullanmadığını da kontrol edebilirsiniz.
Bilgiler Tarım ve Orman Politikaları Bakanlığı ile paylaşılıyor
Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Bilgin, Türkiye'deki yelkovan kuşlarının Batı Akdeniz ve Ege Denizi'nde üreme kolonilerinin bulunduğunu, bu kuşların ve Boğaziçi yelkovanlarının üreme kolonileri olup olmadığının araştırıldığını anlattı. birbiri ile ilişkili.
Seferihasar, Gökçeada, Fethiye, Olympos ve Kaş'ta yelkovanların bulunduğu bölgelere ses kayıt cihazları yerleştirdiklerini iddia eden Bilgin, şunları söyledi: “Özellikle üreme döneminde yelkovan seslerini yakalarsak, bunu anlayabileceğiz. Orada üreme kolonileri var. Bu alanlar özel olarak korunması gereken koloniler olacak. “Şu anda yelkovanların üreme kolonileri olup olmadığını bilmiyoruz.”
Kuşların hareketlerini uydu üzerinden uydu üzerinden takip ettiklerini ve üzerlerine verici cihazlar taktıklarını belirten Bilgin, kuşların korunmasına yardımcı olmak amacıyla Türkiye'deki üreme kolonilerinin yerlerini, beslenme ve göç davranışlarını belirlemeyi hedeflediklerini söyledi.
Yelkovan kuşlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Bilgin, proje sonunda elde edilen bilgileri Tarım ve Orman Bakanlığı ile paylaşarak Türkiye'de kuşların korunmasına yönelik stratejilerin geliştirilmesine katkı sağlamayı amaçladıklarını söyledi.
Üçüncü yılda yetişmeyi başardılar
Projenin ilk iki yılında kuşları yakalama çabalarının başarısızlıkla sonuçlandığını anlatan Bilgin, üçüncü yılda benzer bir projeyi hayata geçirmeyi planlayan diğer üniversitelerle işbirliği yaparak bir ekip kurduklarını, ardından kuşları yakalamayı başardıklarını söyledi. kuşlar.
Yelkovan suyunu yakalamanın neredeyse imkansız olduğunu belirten Bilgin, şöyle konuştu: “Bunlar saatte 70 kilometre hıza ulaşan kuşlar. İnanılmaz hızlı uçuyorlar. Üçüncü yılda ise yelkovan yönteminde değişiklik yaparak ilerlemeyi başardık. TÜDAV'dan Asaf Ertan'ın 30 yıl önce kullandığı iki duba arasına ağ geren ağ, “Bir tarafı büyük tekne, diğer ucu zodyak teknesiydi. Dışarıda bir de zodyak teknesi vardı. Bu sırada yelkovan bu ağda sıkışıp kaldı. Boğaz'da göçleri Takılıp kaldıkları anda merkezdeki zodyak müdahale etti ve bu şekilde sudan 30 yelkovan yakaladık” dedi.
Her gün sistem haritasına bakıp kuşların yerlerini takip ettiklerini belirten Bilgin, kuşlara takılan vericilerin 3 ay sonra doğal olarak sırtlarından düşeceğini söyledi.
Bilgin, ilk olarak İstanbul Boğazı'nda veri toplamaya başladıklarını ifade ederek, “Bu kuşların günde yaklaşık 500 kilometre yol kat ettiğini, saatte 70 kilometre hıza ulaştığını gözlemliyoruz. Çok ilginç davranışlar gösteriyorlar.” dedi.
Batı Karadeniz ve Sivastopol'a gidiyorlar
Haritaya göre kuşların ağırlıklı olarak Karadeniz'in batı kıyısı ve Ukrayna'nın Sevastopol şehrinin kıyısında sinyal gönderdiğini, Karadeniz'in doğu kıyısına doğru yönelmediklerini belirten Bilgin, şöyle konuştu: “Sivastopol tarafında verimli bir beslenme alanının olduğunu görüyoruz. Doğu Karadeniz'e doğru geçtiklerini çok sık görmüyoruz. En yakın bölgeden besleniyorlar.” “İhtiyaçlarını karşılayabilecekleri zaman daha uzun mesafelere gitmeyi ve enerji harcamayı tercih etmediklerini anlıyoruz. Şu anda özellikle Karadeniz kıyısında üreme kolonisi olduğuna dair bir veri yok, onun bir süre daha orada kalmasını bekleriz. uzun zamandır ve sinyaller veriyor” dedi.
Kuşlardan cinsiyet ve soy tespiti için kan örnekleri aldıklarını belirten Bilgin, veri toplama sürecinin devam ettiğini, proje sonunda elde edilen bilgileri raporlayacaklarını söyledi.