Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural, TÜRSAB olarak Türkiye'de medikal turizmin gelişmesini önemsediklerini söyledi.
Dünyada sağlık turizminin medikal, spa ve yaşlı engelli turizmi olmak üzere üç kategoride ele alındığını belirten Ural, şöyle konuştu: “Müdürlük olarak ihtisas müdürlüğümüz TÜRSAB ile birlikte önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bu alanı “Türkiye Yüzyılı” perspektifimiz çerçevesinde değerlendiriyoruz.
“Büyüyen bir grafikten bahsediyoruz”
Urallar, hızla artan hastaneleri, tıp merkezleri, donanımlı doktorları, sağlık personeli ve seyahat acentelerinin yanı sıra Türkiye'nin turizm altyapısı sayesinde sağlık turizminin büyümesinde etkin rol oynuyor. Büyüyen bir grafikten bahsediyoruz. Bu çok önemli bir gelişme. Türkiye dünyada en fazla hasta kabul eden ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Dünyada sağlık turizmi alanında en çok hasta ağırlayan ülkeler arasında; “Meksika, Hindistan, Tayland, Brezilya, Türkiye ve Singapur ilk sıralarda yer alıyor” dedi.
TÜRSAB gibi alanın gelişimi için etkin çalışmalar yürüttüklerini belirten Ural, Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. (USHAŞ) yönetimi başta olmak üzere bu alanda faaliyet gösteren tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla iş birliği içinde çalıştıklarını söyledi.
“4-5 ille sınırlı kalan turizmi ülke geneline ve 12 aylık bir döneme yaymayı hedefliyoruz.”
Birliğin daha önce sağlık turizmi konusunda geniş kapsamlı ve üst düzey katılımcılarla iki ayrı seminer düzenlediğini hatırlatan Ural, şöyle konuştu:
“Geçen yıl İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ve Gaziantep olmak üzere 5 farklı ilde sağlık turizmi konusunda bilgilendirme toplantıları gerçekleştirdik. Başlattığımız 'Turizm Yüzyılı' projemizde yüksek gelirli turistleri ülkemize çekmeyi hedefliyoruz.' Turizm Yüzyılı'nda 4-5 ilde sıkışıp kaldık, “Turizmi 12 ay içinde ülke geneline yaymayı hedefliyoruz. Bu kapsamda envanter çalışmalarından üyelerimize özel eğitimlere kadar bir dizi faaliyet gerçekleştireceğiz. bölgelerin turizm potansiyeline uygun pazarlama stratejilerinden tanıtım planlamalarına, turizm ihtisas fuarlarına katılımdan destinasyon bazlı turizm çalıştaylarının düzenlenmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.”
“Hedefte 29 ülke var”
USHAŞ'ın hedef ülke stratejisinde 29 ülke bulunduğunu belirten Ural, şöyle konuştu: “İngiltere, Almanya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Sırbistan, Kosova, Romanya, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan “, Pakistan, Irak, Katar, Kuveyt, Cezayir, Fas, Cibuti, Somali, Sudan, Senegal, Moritanya, Nijerya.”
Ural, Türkiye'nin sağlık turizminden elde ettiği gelirin 2020'deki salgın nedeniyle yaşanan düşüş dışında son 5 yılda istikrarlı bir şekilde arttığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: “TÜİK verilerine göre sağlık turizminden elde edilen gelir 1,49 milyar dolar oldu. 2019'da dolar, 2023'te 2 milyar dolara ulaşacak.” “0,3 milyar seviyesine ulaştı. Bu artış olumlu olsa da Türkiye'nin potansiyelini göz önüne aldığımızda kat edecek çok yolumuz olduğunu biliyoruz, potansiyelini değerlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi.
Sağlık turizmi kapsamında Türkiye'ye gelen hastaların medikal turizm kapsamına girdiğini belirten Ural, sözlerini şöyle tamamladı:
“USHAŞ'ın açıkladığı verilere göre ülkemize gelen hastalar ağırlıklı olarak kadın hastalıkları, dahiliye, göz, tıbbi biyokimya, genel cerrahi, diş hekimliği, ortopedi ve travmatoloji, enfeksiyon hastalıkları ve kulak-burun-boğaz branşlarında tedavi görüyor. Bunlara ülke olarak saç ekimi alanlarına da büyük bir ilgi olduğunu görüyoruz. Ancak hastaların gelir kalemlerine ilişkin elimizde bir veri yok, bu veriler turizmi bulduğunuz şehri ziyaret edin. alışveriş yapabilir ve mutfağımızın farklı lezzetlerini tatma fırsatı yakalayabilirsiniz. Estetik amaçlı ve saç ekimi için gelenler konaklama tesislerinde konaklamaktadır. Ayrıca bu durumda kaplıca turizmi kapsamına girenler de oluyor. , medikal SPA ve turizm, yaşlı ve engelliler ağırlıklı olarak konaklama tesislerinden yararlanmaktadır. Katma değerinin yüksek olması nedeniyle genel ilgi gören bir segment olduğunu söyleyebiliriz.”