Antalya'nın Serik İlçesi Belkıs Mahallesi'ndeki Aspendos Antik Kenti'nin tarihi ve yaşam izleri yaklaşık 6 bin yıl öncesine dayanıyor.
Günümüze ulaşan ender antik tiyatro ve su kemerlerinden birine sahip olan kent, üzerinde bulunan agora, anıtsal çeşme, tapınak, stadyum, parlamento binası ve Roma bazilikası gibi anıtsal yapılarıyla yüzyıllara meydan okuyor. surlarla çevrili bir tepe.
Antik kentte ilk kez 2008 yılında yüzey araştırması olarak başlayan çalışma, Afyon Kocatepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bilgin başkanlığında devam etmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında bu yıl edindiği ve çalışmaların yoğunlaştığı antik kentte, Roma döneminden kalma Zeus ve Afrodit heykelleri de bulunuyor. Agora bölgesindeki iki katlı dükkânlardan birinde yaklaşık 2 bin yaşında bulundu.
Bu sürpriz bize bölgenin heykel yapım bölümünün olabileceğini gösterdi” dedi.
Aspendos Kazı Başkan Yardımcısı Arkeolog Hüseyin Tolga Candur, antik kentte yapılan son çalışmalarla bölgede 6 bin yıl öncesine ait yaşam izlerine rastlandığını söyledi.
Aspendos'un tiyatrosu ve su kemerleriyle Türkiye'nin en çok bilinen ve en çok misafir edilen ören yerlerinden biri olduğunu belirten Candur, şöyle konuştu: “Şehrin başlıca büyük yapıları akropol bölgesinde yer alıyor ve maalesef bu çok az biliniyor. Şehrin hemen yanı başında. Yukarı ve aşağı kasaba olarak genişleyen Köprüçay vardır, şimdi Köprüçay olarak bilinen “Geçer ve Akdeniz'e akar. Bu da Aspendos'a bir liman kenti karakteri kazandırıyor. Aspendos'ta arkeolojik kazılar o tarihten bu yana devam ediyor. 2011.” dedi.
Candur, kazılarda yeni buluntular bulmanın heyecanını yaşadıklarını vurguladı.
Agoranın batısında yer alan, 15 dükkân ve depo alanlarından oluşan iki katlı mağaza/stoa kompleksinde çalıştıklarını anlatan Candur, şöyle konuştu:
“Bu alandaki 14. dükkanda yapılan çalışmalarda bir sürprizle karşılaştık. Bu sürpriz bize bölgenin Roma döneminde heykel işleme bölümünün olabileceğini gösterdi. Kazılarda antik çağda ilk kez bir heykel bulduk. Yunanistan'ın baş tanrısı Zeus'un yanında o döneme ait bir bank bulunmaktadır. Bu heykel büst şeklindedir.” Baş kısmı sağlamdır, karın kısmında bir kas kıvrımı görüyoruz, bu da onun bir tahtta otururken tasvir edilmiş olabileceğini gösteriyor. ancak alt kısmı kesilerek ikinci kez kullanıldı. Diğer heykelimiz ise Roma'da “Venüs” adıyla bilinen aşk ve güzellik tanrıçasıdır. Yarı çıplak ve ayakta tasvir edilen Afrodit'e aittir. Pelerini elinde tutuyor ve imparatorluk zırhını giyen bir destek aparatı var. Heykeller yaklaşık 50 santimetre boyunda. Bu ustalıkla işlenmiş heykellerin çeşitli özellikleri göz önüne alındığında, Roma imparatorluk döneminin erken dönemlerine ait oldukları anlaşılmaktadır. Oyulmuş olmalılar. Bu bulgular daha önce bulduğumuz arkeolojik materyallerle destekleniyor.”
Candur, heykellerin belgeleme, temizlik ve restorasyon çalışmalarının ardından Antalya Müzesi'ne teslim edileceğini söyledi.
AVM'nin diğer alanlarında da çalışmaların devam ettiğini belirten Candur, şöyle konuştu: “Bu yıl tüm dükkânların kazısının tamamlanması bekleniyor. Burada ve diğer alanlarda büyük sürprizlerle karşılaşacağımızı düşünüyoruz. Belki daha büyük sürprizlerle de karşılaşabiliriz ve geleceğin mimari yenilikleri.” dedi.
Candur, şöyle konuştu: “Bakanlığımızın verdiği destekle çalışmalarımız ciddi bir hıza ulaştı. Önümüzdeki dönemde çalışan sayımızı artırmayı planlıyoruz. Bu desteğin devam etmesi halinde Aspendos kazılarını da önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. çok daha kısa bir zaman, belki 10-15 yıl içinde.” dedi.